29 Nisan Pazartesi 2024
1 yıl önce

MHP lideri Devlet Bahçeli'den Bakan Soylu’ya destek, Ümit Özdağ'a sert tepki! 'Pis bir kumpas, küstah bir tertip...'

MHP liderinin açıklamaları şöyle; “Türkiye’miz maksadı bulanık, meşrebi buruşuk, meselesi bunalım çıkarmak olan müflis odaklar eliyle karanlık bir ortama sürüklenmek, kavga ve kargaşa iklimine sokulmak istenmektedir. Kaldı ki dış tazyik ve telkinlerin refakatiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okunmaktadır. Türk milleti gelişmeleri kaygıyla takip etmektedir. Nereye ve hangi çevrelere hizmetkarlık yaptıkları sır olmayan menfur zihniyetlerin siyasi kamuflaja bürünerek sokak üslubuna heveslenmeleri, bu vesileyle toplum huzurunu zehirleme teşebbüsleri çok ciddi bir tehdittir. Sayın İçişleri Bakanımızın ve İçişleri Bakanlığımızın hedef alınması, saat 11 randevusuyla bakanlık çevresine yığınak yapılması vaka-ı adiyeden bir olay şeklinde görülemeyecektir. Bu pis bir kumpas, bayağı bir tezgah, küstah bir tertip ve beyhude bir çırpınıştır. Şu hususu herkes bilmelidir: Türkiye’nin terörle mücadeleyi yurt içinde ve yurt dışında kararlılıkla ve kahramanca icra ettiği bir dönemde milli güvenliğimizi müdafaa, milli bekamızı muhafaza eden kurum ve kuruluşların iğrenç polemiklerin içine çekilmesi alçak bir komplodur. Türkiye’nin terör kamburundan kurtulması için insanüstü bir çaba sarfeden devlet ve siyaset adamlarımızı, tıpkı terör örgütlerinin ağzıyla hedef tahtasına koyanlar tarih huzurunda büyük bir vebalin altındadır. Hiç kimse terbiyesizlik yapmasın, herkes sınırını ve yerini bilsin. Başta İçişleri Bakanımız olmak üzere terörle mücadeleyi inançla, imanla ve iradeyle yürüten kim varsa milletimizin desteği sonuna kadar arkalarındadır. Bu saygın isimlere kim ya da kimler hakarete yeltenmişse hepsini birden şiddetle kınadığımız ve kınayacağımız tartışmasızdır. İçişleri Bakanımızın ismi Süleyman Soylu’dur. Bakanlık önünde pespaye görüntüler eşliğinde magandalık yapanlar, anarşist yöntemlere müracaat edenler ateşle oynayan provokatörlerdir. Türk milleti Soylu duruşu da bilmekte, lekeli ve gölgeli müfterileri de görmektedir. Biz herkesin ederini de, giderini de, ciğerini de iyi biliriz. Sudan sebeplerle, fuzuli polemiklerle, sipariş gayelerle Türk devletine cephe açıp terör örgütlerinin ümidi olanlara bu aziz vatanı heba ve heder ettirmeyiz.” Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Maliye Bakanı’ndan Soylu’ya destek Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya destek ziyaretinde bulundu. Ne olmuştu? İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TGRT ekranlarında Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın göçmemlerle ilgili yalanlarını teker teker ortaya çıkarmıştı. Bunun üzerine Ümit Özdağ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu tehdit etmişti.

1 yıl önce

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Çataklı'dan 'Ümit Özdağ' açıklaması

İsmail Çataklı, bakanlığın konferans salonunda düzenlediği aylık basın bilgilendirme toplantısında ülkede son bir ayda yaşanan olaylar ve gelişmeler hakkında açıklamalarda bulundu. Açıklamaların muhatabının Türk milleti olduğunu söyleyen Çataklı, “Bugünkü toplantımızın ağırlıklı konusu, 11 yıldır yönettiğimiz ve bugün birtakım odaklar tarafından istismar alanı olarak belirlendiğini gördüğümüz göç meselesi olacaktır. Şunu ifade etmek isterim ki, birazdan paylaşacağımız gerçekler ve veriler, televizyon stüdyolarından ve Twitter’dan çıkmadan göç üzerinden ahkam kesenlere, kaos oluşturmak amacıyla çekilmiş kısa filmlere, siyaset senaristliğinden film senaristliğine yatay geçiş yapanlara; İran içlerinde, hatta İran-Afganistan sınırında çekilmiş görüntüleri Türkiye diye servis edenlere cevap niteliğinde olmayacaktır. Muhatabımız onlar değildir. Bugünkü açıklamalarımızın tek muhatabı aziz milletimizdir; maksadımız da vatandaşımızın kafasındaki sorulara, yalan yanlış bilgilere, toplumun zihnine atılan fitnelere doğru bilgilerle cevap vermektir” diye konuştu. “Resmi rakamları itibarsızlaştırmaya dönük bir kampanya ile karşı karşıyayız” Resmi verilerin itibarını zedeleyecek art niyetli çalışmalar olduğuna değinen Çataklı, “Ne yazık ki son aylarda resmi rakamları itibarsızlaştırmaya dönük bir kampanya ile karşı karşıyayız. Binlerce kişinin çalıştığı, pek çok dijital altyapının, veri kayıt sistemlerinin olduğu kurumların paylaştığı resmi verilerin yerine, hiçbir bilimsel temeli olmayan, tamamen uydurma, hesabı kitabı olmayan, sosyal medyada gelişigüzel telaffuz edilen maksatlı sayılara itibar etmemiz isteniyor” dedi. “Elinde sistem olmayanın verdiği bilgi, hayal ürünüdür” Ülkeye giren herkesin kaydının tutulduğunu belirten Çataklı, “Her bir düzenli göçmenin statüsü, uyruğu ve diğer bilgileri burada kayıt altına alınır. Elinde böyle bir sistem olmayan birisinin, ister parti başkanı olsun, ister milletvekili, ister tıp profesörü olsun, Türkiye’deki göçmen sayısıyla ilgili verdiği bilgi, hayal ürünüdür. Biz idare olarak Türkiye’de şu kadar göçmen var dediğimizde bunları isim isim sayabiliriz. Acaba her akşam televizyondan, sosyal medyadan kafasına göre sayı veren kişiler bunları tek tek, isim isim sayabilir mi? Ellerinde böyle bir sistemleri var mı? Bizim var” ifadelerini kullandı. “Kirli bir propaganda ve algı oyunundan başka bir şey değildir” Yapılan provokasyonların algı oyunu olduğunu ifade eden Çataklı, “Bu işlerin sahada fiilen nasıl yürüdüğünü bilmeyen insanların, FETÖ ve PKK menşeli sosyal medya hesapların desteğiyle yaptıkları, kirli bir propaganda ve algı oyunundan başka bir şey değildir. Bunun içinde sayı manipülasyonu da var, sahte videolar da var, başka yerlerde çekilmiş videoların servis edilmesi de var. Sosyal medyada her gün ırkçı başlıklar öne çıkıyor. Bunları özellikle bot hesaplarla gerçekleştiriyorlar. 30-40 tane hesap, bazen tek kişi tarafından yönetiliyor. Bunların hepsini Siber Suçlar Daire Başkanlığımız tespit ediyor” şeklinde konuştu. "Bu veriler aslında kimlerin ne yapmak istediğini gösteriyor" Gündemde yer alan ‘Sessiz İstila’ isimli kısa film hakkında da konuşan Çataklı, “Sessiz istila etiketi altında paylaşım yapan hesapların yüzde 41.54’ünün bilgisayar tarafından yönetilen bot hesaplar olduğunu görüyoruz. Yani neredeyse yarıya yakını bilgisayar tarafından yönetilen hesaplar. Geriye kalan kısmının içinde de hepimiz biliyoruz ki kendi isimleri yerine başka isimler kullanan önemli bir bölüm var. Bot hesapların örgütsel dağılımına baktığımızda da yüzde 31’inin FETÖ yanlısı, yüzde 12’sinin de PKK/KCK yanlısı olduğunu görüyoruz. Bu veriler aslında kimlerin ne yapmak istediğini gösteriyor değil mi?” dedi. “Türkiye’de şu an toplam 5 milyon 500 bin 690 yabancı bulunmaktadır” Ülkede bulunan toplam yabancı uyruklu kişi sayısını açıklayan Çataklı, “Türkiye’de şu an toplam 5 milyon 500 bin 690 yabancı bulunmaktadır ve bunların tamamı sığınmacı değildir. Bu sayının içinde Suriye iç savaşı sebebiyle ülkemize sığınmış 3 milyon 762 bin 686 geçici koruma altında Suriyeli bulunmaktadır. Geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı 2017 yılından bu yana artmamaktadır. Bu sayının 122 bini iki yıldır pasif kayıttır. Yani Türkiye’de bulunduklarına ilişkin hiç bir işaret yoktur. Toplam 5 milyon 500 bin 690 yabancının içinde 320 bin uluslararası koruma kapsamında işlemleri yürümekte olan yabancı bulunmaktadır. Geriye kalan 1 milyon 417 bin 997 kişi ülkemizde ikamet izin ile bulunan düzenli göçmenlerdir. Zaten bu 1.4 milyon insanı da sanki ülkemize sığınmacı olarak gelmiş Suriye ve Afgan uyruklular olarak göstermeye çalışıyorlar. Oysa bu sayı, ülkemizde resmi ikamet izinli olarak bulunan bütün yabancıları kapsamaktadır” ifadelerini kullandı. “Ülkemize Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan gelen turist sayısı 4 milyon 512 bin 295 kişi” Her yabancı uyruklu kişinin göçmen olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu söyleyen Çataklı, “Kimse kusura bakmasın, bu ülkeye Ortadoğu’dan sadece göçmen gelmiyor, turist de geliyor. Geçen yıl turizm amaçlı ülkemize Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan gelen turist sayısı 4 milyon 512 bin 295 kişiydi. Dolayısıyla sokakta gördüğümüz her esmer tenli insanı kaçak göçmen nitelemek, bunun üzerinden algı oluşturmak, paniğe sebep olmak doğru değildir. Birileri Türkiye’nin turizmini hedef almaktadır. Özellikle İslam coğrafyasından gelen turistler hedef alınmakta, hepsi düzensiz göçmenmiş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bunun ülke ekonomimiz için nasıl sonuçlar doğurabileceğini herkesin iyi hesap etmesi gerekir” diye konuştu.

1 yıl önce

Gazeteci Nevşin Mengü, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın sosyal medyada bot hesaplarla gündem oluşturduğunu söyledi

İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, bugün düzenlediği basın toplantısında mülteciler ile ilgili yapılan kirli propagandalarla ilgili "Sosyal medyada her gün ırkçı başlıklar öne çıkıyor. Bunları özellikle bot hesaplarla gerçekleştiriyorlar. 30-40 tane hesap, bazen tek kişi tarafından yönetiliyor. Bunların hepsini Siber Suçlar Daire Başkanlığımız tespit ediyor” dedi. Konuyla ilgili bir açıklama da Millet İttifakı'na yakınlığıyla bilinen gazeteci Nevşin Mengü'den geldi. "İYİ BİR MEDYA AJANSIYLA ANLAŞMIŞLAR" Irkçı söylemleri ile sosyal medyada her gün gündem olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile ilgili konuşan Mengü, "İyi bir medya ajansıyla anlaşmışlar. Ciddi bir bot, troll operasyonuyla sürekli gündemde kalıyor." ifadelerini kullandı.

1 yıl önce

Algı yönetimi ile bir yalan nasıl gerçekmiş gibi anlatılır? Psikolojik harp uzmanı, ırkçı, provokatör Ümit Özdağ anlatıyor…

Türkiye’de son aylarda artan sığınmacılar ve yabancı düşmanlığının başını Zafer Partisi çekiyor. Sürekli sığınmacıları hedefe koyan partinin lideri Ümit Özdağ, parti programının tamamını ırkçılık üzerine kurdu. Özdağ’ın yabancı düşmanlığı Avrupa’da Müslüman ve Türkleri hedef alan siyasi partileri geride bırakır hale geldi. Özdağ, ırkçı söylemlerini adım adım ideoloji haline getirdi. İl il dolaşıp konferans, seminer ve geziler düzenleyen Özdağ’ın tek gündemi Türkiye’deki sığınmacılar oldu. Aynı zamanda psikolojik harp uzmanı olan Özdağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla rahatsızlıkları ırkçı nefrete dönüştürdü. Algı yönetimi ile bir yalan nasıl gerçekmiş gibi anlatılır? Manipülasyon nedir, nasıl yapılır Türkiye’de bu işi en iyi bilen isim psikolojik harp uzmanı, ırkçı, provokatör Ümit Özdağ’a kulak verelim ve öğrenelim… https://www.youtube.com/watch?v=WbEUM9QVWeY&feature=youtu.be

1 yıl önce

Sedef Kabaş’tan Ümit Özdağ’a yalan terörü

Sosyal medyadaki yalan terörüne her gün bir yenisi daha ekleniyor. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sığınmacılar üzerinden yaptığı provokatif paylaşımlarla kaos çıkartacak adımlar atıyor. Özdağ, birçok yanıltıcı görüntü ve veriyi bugüne kadar paylaşırken, bunları da kitlelere empoze etmek için dikkat çeken adımlar attı. Özdağ'ın gerçek olmayan konularda bile kitleleri harekete geçirmek için izlediği strateji daha önce yaptığı bir sunumla ortaya çıktı. Özdağ’ın bu sunumu, “Ortaya basit bir yalan atın ve sürekli tekrarlayın. Sonra kitlelerin o yalanı nasıl kucakladığını seyredin" diyen gazeteci ve spiker Sedef Kabaş’ı hatılattı.

1 yıl önce

Ümit Özdağ'dan Ahmet Davutoğlu'na çok sert sözler: Türk kimliğine sahip değil

Gelecek Partisi, önceki gün sosyal medya hesabından yayınladığı video ile Süleyman Soylu- Ümit Özdağ arasındaki tartışmada Ümit Özdağ'a karşı tavır koymuştu. Videoda, "Irkçılık diye bir siyaset olmaz" ifadelerine yer verildi. ÖZDAĞ'DAN CEVAP GELDİ Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, sosyal medya hesabından bu videoya yanıt verdi. Özdağ, "Gelecek Partili Serkan Özcan benim binlerce kez söylediğim şeyleri "Özdağ bunları söylese aynı fikirde oluruz" diyor. Davutoğlu Türk kimliğine sahip olmadığı için bu çok mümkün değil" diye konuştu. 'ATATÜRK DÜŞMANI' Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: Davutoğlu, Atatürk'e düşman olduğu için mümkün değil. Türkiye'yi sığınmacı merkezi yaptığı için mümkün değil.

1 yıl önce

Veli Küçük ve Sedat Peker’in MHP planları: “Bahçeli’yi camdan atıp Ümit Özdağ’ı oturtacağım”

“Türkçülük” yaptığını iddia ederek yalan ve kurdu içerikleri ile Türkiye Cumhuriyeti’ni “işgal edilmiş, sınırlarını koruyamayan ve yakında parçalanacak” bir devlet olarak göstermeye çalışan Ümit Özdağ‘ın karanlık ilişkileri bir bir ortaya çıkıyor. ABD’de terör örgütü PKK yöneticileri ile görüştüğü belgelenen Özdağ’ın firari FETÖ’cülere hocalık yaptığı da geçtiğimiz haftalarda gün yüzüne çıkmıştı. ‘İSTİHBARATÇI YETİŞTİRİYORUM’ YALANI FETÖ’nün etkin olduğu dönemde MİT ve Polis Akademisi’ne sızan Özdağ, çoğu 15 Temmuz’da tutuklanan ya da yurt dışına firar eden Fetullahçı Terör Örgütü üyelerine verdiği ‘algı yönetimi ve manipülasyon’ dersleri ile sürekli övünüyor. Geçtiğimiz gün İçişleri Bakanlığı’nın kapısına dayanan ve “Bu polisleri ben yetiştirdim, bana istihbarattan bilgi geliyor” diyen Özdağ’ın kendisini ‘derin devletin adamı’ olarak gösterme taktiği ilk değildi. Aynı taktikle, 28 Şubat döneminin hemen öncesinde Ülker Grubu’nu da tehdit eden Özdağ’ın, kurucusu olduğu ASAM için Murat Ülker’den 5 milyon dolar para aldığı o günlerde pek çok gazeteci tarafından dillendirilmişti. ÜLKER GRUBUNA NASIL ÇÖKTÜ? Algı yönetimi ve manipülasyonu iyi bilen Özdağ’ın gözüne kestirdiği kurumlarla ilgili stratejisi çok ilginç. Önce kurumla ilgili bir algı kampanyası başlatıp karalama yapıyor, daha sonra ise kuruma giderek “itibarınızı ancak ben kurtarırım” diyor. Ülker grubunun 28 Şubat sürecinde “yeşil sermaye” damgası üzerine yapıştırılınca, askeri birliklerde ürünlerinin satılması yasaklandı. 1999’da Ülker, bu yaftadan kurtulmak istediğinden dolayı Ümit Özdağ’ın kurduğu ASAM (Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi) isimli think-tank kuruluşunu finanse etmeye başladı. ASAM ÜZERİNDEN BÜYÜK VURGUN Murat Ülker tarafından her yıl 5 milyon dolar bağış yapılan ASAM’da ise Ümit Özdağ genel başkanlığı Gündüz Aktan’a devrettiğinde ise büyük bir skandal patlak vermişti. Her yıl Ülker’den 5 milyon dolar alan vakfın kasası bomboştu… Kayıp paranın akıbetini soran yeni yönetime ise Özdağ’ın verdiği cevap herkesin tahmin edebileceği gibi “Parayı istihbarat faaliyetlerinde kullandım” olmuştu. DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NI DOLANDIRDI ASAM Başkanı olduğu dönemde Özdağ’ın önce karaladığı sonra ağına düşürüp dolandırdığı kurumlardan bir tanesi de Diyanet İşleri Başkanlığı oldu. Özdağ’ın yönlendirmesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı, dünya dinlerini stratejik bir bakış açısıyla izlenecek bir kurum oluşturulmasına karar verdi ve 2003’te DİYAM kuruldu. ASAM’ın, Diyanet Araştırma Merkezi’ne rehberlik yapması için 150 bin dolarlık protokol imzalandı. DİYAM’ın geçici başkanlığına ise Ümit Özdağ getirildi. Diyanet bir süre sonra dini konulardan çok güvenlik eksenli çalışmalar yapıldığını belirterek protokolü tek taraflı olarak feshetti ve ardından DİYAM’ı da kapattı. Ne olduysa bu karardan sonra oldu. YEŞİLE BOYALI SAHTE RAPORLAR Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Bardakoğlu, göreve gelmeden önce DİYAM’ın kurulduğunu hatırlatmış ve şu bilgiyi vermişti: “Diyanet araştırmalarına rehberlik yapması için ASAM’a ayda 8 bin dolar, emekli paşalardan ve akademisyenlerden oluşan uzmanların her birine bin küsur dolar ücret ödenmesi kararlaştırılmış. 150 bin dolar bütçeli protokol kapsamında yaklaşık 100 bin dolar ödenmiş. Ancak şimdiye kadar Irak’ta Şiilerin Durumu Türkiyle-İran İlişkileri konulu raporlar hazırlanmış. Bunlar, stratejik araştırma kuruluşlarının hazırladığı klasik raporlar. Bizim beklediğimiz gibi din olgusuna bilimsel bakışla yaklaşmayı öngören dokümanlar değil. ASAM’ın yaptığı çalışmaların yeşile boyanıp Diyanet’e gönderilmiş şekli gibi. Kendilerini çağırdım ve daha küçük bütçeli ve beklentilerimize uygun çalışma yapmalarını önerdim. Kabul etmediler. Biz de prokolü feshedip, DİYAM’ı kapattık.”   VELİ KÜÇÜK VE SEDAT PEKER İLE DEVLET BAHÇELİ’YE TUZAK Veli Küçük tarafından ‘yıpratmak ve ele geçirmek’ için MHP’ye yerleştirilen Özdağ, o güne kadar dış müdahalelere karşı kendisini koruyan MHP’yi de yıpratmayı başarmıştı. Dönemin ünlü MHP’li isimlerinin peş peşe patlak veren seks kasetlerinin arkasındaki ismin her ne kadar Faruk Bayındır olduğu iddia edilse de; MHP’de pek çok isim tezgahın arkasındaki isim olarak Ümit Özdağ’ı işaret ediyor. Özdağ’ı MHP Genel Başkanı yapmak için projeler geliştiren ekibin başında ise Veli Küçük ile Sedat Peker bulunuyor. 2004 yılında Sedat Peker’in elebaşı olduğu suç örgütüne yönelik yapılan teknik takip çalışmaları sırasında  Ümit Özdağ’ın MHP Genel Başkanlığına getirilmesi için kongreden tam 2 yıl önce bizzat Veli Küçük tarafından gerekli çalışmaların başlatıldığı ve bu amaca ulaşmak için defalarca toplantılar yaptığı tespit edilmişti. 4 Kasım 2006 günü Ümit ÖZDAĞ, ziyaret için gittiği Bingöl ilinde, MHP kongresinde Genel Başkanlığa aday olacağını açıklamış; bunun üzerine 5 Kasım 2006 günü Ümit Özdağ, ihraç talebi ile partinin Disiplin kuruluna sevk edilmiş ve 18 Kasım 2006 günü de partiden ihraç edilerek Genel Başkan adaylığı iptal edilmişti. İnternet ortamından temin edilen 15.11.2006 tarihli “Veli Küçük’ten Ümit Özdağ’a destek” başlıklı bir haberde; Ümit Özdağ’ın Veli Küçük ile Ümraniye ilçesinde Princess salonunda verilen bir yemekte aynı masada yan yana oldukları, birbirlerine karşı samimi tavırlarla dikkat çektikleri, Ümit Özdağ’ın toplantıda yaptığı konuşmada Pazar günkü kurultaya katılacağını belirterek “Ben 19 Kasım’da orada olacağım, Kurultay salonuna girmekten korkmuyorum, bana karşı baskı ve tehditler var…..” şeklinde devam eden bir konuşma yaptığı tespit edilmişti. Ümit ÖZDAĞ partiden ihraç edildiği halde Kongre salonuna gitmek istemesinin sebebi ise Mehmet Zekeriya Öztürk’ten ele geçirilen belgeden çok iyi anlaşılmaktadır. Genel Başkanlık planı tutmayınca Veli Küçük, Ümit Özdağ’ı bu kez de MHP’yi karıştırmak ve toplumda infial uyandıracak eylemler yapmak için kullanmayı planlamış, fakat alınan yoğun güvenlik önlemleri sayesinde istenmeyen olaylar engellenmişti. “BAHÇELİ’Yİ PENCEREDEN ATMADAN MHP DÜZELMEZ” Elde edilen deliller arasında (kayıt Sıra No :1096’da) kayıtlı telefon görüşmesinde Veli Küçük “Ben Evet dedim mi Ümit hayır demez yani…” diyerek Ümit Özdağ’ı ne şekilde yönlendirdiği ve kontrol ettiği açıkça görülmektedir. Veli Küçük, 2007 yılında yaptığı (Kayıt Sıra No :1096’de kayıtlı) telefon görüşmesinde “Bu DEVLET BAHÇELİ’NİN bu işten ayrılması lazım” “… bu kaldığı sürece… parti bitecek yani” “BU ADAMI PENCEREDEN AŞAĞI ATMADAN BU PARTİ KURTULAMAYACAK BUNDAN” diyerek her türlü niyet ve amacını açıkça ifade etmişti. SEDAT PEKER İLE MHP’Yİ ELE GEÇİRMEK İÇİN TEZGAH 2004 yılında Sedat PEKER liderliğindeki suç örgütüne yönelik yapılan soruşturma sırasında iletişimin tespiti çalışmalarında, Kayıt Sıra No: 001203’te kayıtlı, 03.08.2004 günü saat :14.10’da Sedat PEKER ile Veli KÜÇÜK arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK’ün saat 20.30’da GÜLER…?’in yanına geleceğinden bahsettikten sonra “Yedide beni aradılar. Gene yedide şey gelecek. Bir yemek, dışarı söyledim. Oraya gelecek şey, Ümit ÖZDAĞ.” “Telefon etti. İlle de buluşalım falan diye. Ümit’le görüşecez. Ümit’le oturacaz, GÜLER’DE gelecek. Sekiz buçukta. GÜLER’LE oturup konuşacaz bazı şeyleri şimdi.” dediği, Sedat’ın “O beyefendilerden çok umutluyum Ağabey. Kendisini gıyabında tanıyorum ama beyefendiden çok umutluyum.” dediği, Veli’nin “ŞİMDİ BİZ BİR ÇALIŞMANIN İÇİNE GİRDİK. Ümit’len devamlı görüşüyoruz. Ben işte bak açık söyliyeyim gönlümden geçen neydi biliyor musun? Gönlümden geçen Muhsin’di. ….Muhsin’in kendisi için demiyorum. Partisi için götürecek şeyde değil, durumda değil.” “Onun için biz şimdi seni, onun için seni ısrarla arıyorum. Biz şimdi bir oluşum yaptık. Bu uğurda şeyde ben Yılma D…….. varya Yılma’yı tanırsın.” “Yılma D…….’ı çağırdım. Erzurum’dan Yılma D……. geldi. 4 – 5 kere buraya aldım. Burada görüştük. Şimdi tekrar buraya gelecek geçen gün Güven, tanır mısın Güven ağabeyi Güven SAZAK’ı” dediği ve Güven S…… ve Yılma D……. ile birlikte yemek yediklerinden bahsettiği, daha sonra “Bağlarbaşındaki yere epece bir yere bir hale getirdik. 350 metrekare bir yer Yılma’yı gönderdim. Yılma orada kaldı. Ben sana onun için bana iki tane beş tane adam getirdi. Yılma benim 3 – 5 kişim var güvendiğim sağlam okuyan yazar okuyanlar bu işi götürebilecek adamlar.” “Yeniçağ gazetesinden arkadaşlar ile görüştüm. Onlar hepsi tanıdıklarım dostlarım. Hele Hayri geldi şimdi Trabzon’dan” “Yayın kurulunun başına Hayri K….çok sevdiğim bir çocuk.” “E Yeniçağa, şey Ortadoğu gazetesinde Zeki var S……….” “Çok sevdiğimiz birisi o da. Bir şey yapacak. Biz şimdi bir oluşum sen az önce söylediğin bir şey varya Milli yol meselesinden bu o şekilde değil o şekilde olması senin aynen katılıyorum, sanki memlekete ihtilal olmuşta Türkiye parçalanmışta, dağa çıkacakmış gibi bir hava.” “Öyle bir şey. Amacımız o değil. Bizim amacımız o değil ya. Türkiye nereye gidiyor. Türk Milliyetçiliği ne oluyor. Niye bu meseleler oluyor falan… beni şimdi Amerika’ya tekrar çağırdılar. Gidecem Amerika’ya tekrar konferanslar vericem. Birkaç yerde bu konular ile ilgili.” dediği, Sedat’ın “Muhsin ağabey gerekirse ileriki zamanlarda ağabey Muhsin ağabeyi de bu yapının içersine dahi etme.” “Yani Muhsin ağabey öyle liderlik hırsı olan bir insan değil. Ülkeye faydası olan her şeye dahil olur Muhsin ağabey.” dediği, bir süre Veli KÜÇÜK’ün kiralamayı düşündüğü ev konusu ile ilgili konuştukları, bir süre sonra Veli’nin “Bu sıkıntımı bir atlatayım bir yerleşeyim, oturayım yani eve. Ondan sonra bu işleri de ben devam ediyorum. Yılma’yı da çağırdım. Güven’len de konuştuk. Güven ağabey ile konuştuktan sonra ben Meral’i aradım. Meral ille bir görüşelim dedi….” “Meral da aynı şey söyledi. Tamamen yanındayız. Beraber olucaz dedi. Sen telefon olmaz. Sen geldiğinde oturucaz. Her şey dört dörtlük çok güzel bir planlama yaptık. Konuşacaz ben şunu söyliyim. Ben hiçbir partiye üye değilim. Hiçbir partide kaydım yok. Ben Türk milliyetçisiyim. Türk milletine hizmet edicem. Bunun içinde ille bir partide bir sembol olmak veya bir pay edinmek gerekmez. Ben o açıdan çalışıyorum. O açıdan…” dediği, Sedat’ın “Veli ağabey bir şey söyleyim. Eğer yanlış anlamazsanız. Bu kurmuş olduğunuz oluşumu direk ben MHP’ye karşı veya MHP’ye alternatif bir oluşum gibi kurarsanız. Bence kamuoyunda yanlış anlaşılabilir.” dediği ortaya çıkmıştı. BAHÇELİ PADİŞAH OLDU Kayıt Sıra No :1043’de kayıtlı, Veli KÜÇÜK ile Yusuf…? arasındaki görüşmede; Yusuf’un Veli’ye nasıl olduğunu sorması üzerinde Veli’nin “…Görüyorsun Türkiye’nin halini, nasıl iyi olalım yav.” dediği, Yusuf’un “Vallahi dediğiniz doğruda paşam ama bugünkü sürece gelinmesinde yani herkesin hatası var paşam.” dediği, Veli’nin “Herkesin hatası var. Başta Devlet BAHÇELİ olmak üzere.” dediği, Yusuf’un “Yani Devlet BAHÇELİ zaten Milliyetçi Hareket Partisini sıfırladı. Yani bitirme görevini tamamlıyor.” “Evet şimdi ben, geçen bir iki genel başkan yardımcısına görüşmeye gidecektim başkanım.” “Hani böyle önceden tanıdığımız, 90’lardan falan tanıdığımız. ŞİMDİ ONLAR DA BİZE BİRAZ MESAFELİ DURUYORLAR DA BU KİTAP OLAYLARINDAN DOLAYI.” dediği, Veli’nin “Allah’ım yarabbi ya. Atatürk’ün söylediklerini kitaba koymuşuz. Onu, geçen gün birisi bana ne diyor biliyor musun?” “…O önsöz senin yazdığın önsöz diyor kitaptaki. Eee ne oldu dedim önsöze. Dedim Atatürk’ün ağzından yazıldı o dedim ya.” dediği, Yusuf’un “Yani MHP satışını yaptı yani. Artık bundan sonrada Milliyetçi Hareket Partisi bu Bahçeli gitmeden hiçbir şekilde düzene girmez Paşam.” dediği, Veli’nin “MÜMKÜN DEĞİL AMA ONU DA GÖTÜRMENİZ MÜMKÜN DEĞİL. Çünkü padişah oldu.” “Padişah oldu. DUR SEN HELE BİR ÇALIŞMAMIZ VAR. BEN SENİ ÇAĞIRACAM İSTANBUL’A TAMAM MI?” dediği, Yusuf’un “Biz şimdi bu Bozkurtların ölümü var. SİZ BİLİYORSUNUZ GÖRMÜŞTÜNÜZ.” “Biz şimdi onun … o finansmanda bi 10-15 milyar gibi açığımız var da.” dediği, Veli’nin “Bi süre şöyle bi 15-20 gün bekleyin.” “Bir yerden ben bi haber bekliyorum, inşallah olur. Ben sana haber verecem. Başka bi konu var.” dediği, Yusuf’un “Bu Bozkurtların ölümünü hani bu çizgi roman yada.” “Evet bunu bi çizgi filme çevirirsek. Yani en azından şimdikileri geçelim de yeni nesil daha duygulu yetişir.” dediği, Veli’nin “Bi 15 gün daha bekleyin hele, 10-15 gün.” “Tamam mı? Ben bi İngiliz firmasının danışmanlığını yapıyorum.” “Burda bazı yatırımlar falan yapacaz yapılıyor da yaptıkta. Bi kısmını bizim köye de ben işte köye gidiyorum şimdi, çimento fabrikası kuruyoruz büyük bir fabrika.” dediği, “BAHÇELİ MECBUR AYRILACAK” Kayıt Sıra No :1393’de kayıtlı, Güler KÖMÜRCÜ ile Veli KÜÇÜK arasındaki görüşmede; Güler’in “İyi canım Ankara İstanbul gidiyorum geliyorum. sözlerini tutuyorum merak etme. dediği, bana tembih ettiğin kişilerle görüşmüyorum, dediklerini yapıyorum.” dediği, Veli’nin “Yanlış şeyler döner yani. Sen kendini kabul ettirmiş bir yazarsın.” dediği, Güler’in “Senin söylediklerin hayır ben o zaman da izah etmiştim sana. O bambaşka bir nedendi. Tamam ben orda bişey öğrenemeyeceğimi anladım sen napıyorsun?” dediği, Veli’nin “İyiyim valla boğuşup duruyoruz. Kazakistan’daydım bende.” dediği, uzun bir süre değişik konularda konuştuktan sonra KORAY A….’dan bahsettikleri, Veli KÜÇÜK’ün “KORAY A…. Genel sekreterken rahmetli BAŞBUĞ zamanında haftada 2 kere beni ararlardı bunlar” “…Şimdi benden kaçıyor, niye kaçıyor biliyor musun”, “Bu adam hakkında 300 seneye kadar hapis, 40 tane dava açıldı” “…Şimdi DEVLET BAHÇELİ ayrılacak mecbur ayrılacak” “Taban çıldırıyor”, “yani bir gün gidecek, benim atacağım gibi atacam dedim 5. KATTAN AŞAĞI ATACAM TERBİYESİZİ DEDİM” “ 50 KİŞİ GÖNDERCEM DEDİM KIYAMETİ KOPARMIŞ” “ şimdi mecbur olacak ayrılmak zorunda kalacak ayrılırsa BEN YERİNE ÜMİT’İ GETİRCEM DİYE ŞEY YAPIYORUM ÜMİT’TE HEVESLİ BU İŞE” şimdilik ortalık karıştı ne oldu biliyor musun, yav ayrılırsam ya ÜMİT ÖZDAĞ gelirse veyahut ta VELİ PAŞA DA ağırlığını koyarsa, ne olurum düşüncesinde ….” dediği “PASOK’TAN ADAM GETİRSEM DAHA İYİDİR” Kayıt Sıra No :1096’de kayıtlı, Veli KÜÇÜK ile X Bayan/Hüseyin A… arasındaki görüşmede; X bayan’ın “… Aslan aliminyum Hüseyin A… bey görüşecek sizinle” diyerek telefonu Hüseyin A….’a verdiği, bir süre sohbet ettikten sonra Veli KÜÇÜK’ün “Ben de köydeydim Bilecik’teydim” “Bu MHP’nin durumunu ne edecez bunu nereye gidecez” dediği, Hüseyin A…’ın “Vallahi paşam burda biliyorsunuz en az yani siz de dahil ben de çok müzdaribim burda…. sizin gibi ben de … genel merkeze çok kızıyorum ondan sonra vallahi bilmiyorum siz ne derseniz ben sizin yanınızdayım bu hususta” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “… ben şimdi söyle düşünüyorum arkadaşlar arıyor ediyorlar falan, bu DEVLET BAHÇELİ’NİN bu işten ayrılması lazım” “… bu kaldığı sürece MHP yani bitirecek bunu parti bitecek yani” dediği, Hüseyin A…’ın “…kuruyltayda biliyorsunuz Ümit beyi ihraç ettirdi şeyden partiden …. Genel başkanlığına adaylığını koydu Ümit Özdağ” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “Canım Ümit’in o şeyden bu adaylığını falan koymadan önce beni aradı gel dedim İstanbula geldi evde bizim evde toplandık” “Ben bu köşe yazarlarını falan da çağırdım…” diyerek bu konuda yaptığı çalışmayı anlattığı, devamında Veli KÜÇÜK’ün “.. ben Evet dedim mi Ümit hayır demez yani, gönderdik tamam dedi gitti Devlet Bahçeli kabul etmedi bunu görüşmedi” “Aradan 3-5 gün geçti duymuş bizim evde bi toplantı olduğunu İstanbul’da” “Cumhuriyet gazetesi röportajında şaibeli kişilerle toplantılar yapıyor evlerde dedi, bu şerefziz herif” “….. BU ADAMI PENCEREDEN AŞAĞI ATMADAN BU PARTİ KURTULAMAYACAK BUNDAN” “Yani bi çalışma yapmaya başladım ben açık açık” “Anladın yani bunu Devlet bahçeli gitsin kim gelirse gelsin ya ben Yunanistan’dan Pasoktan bir adam getirip bu MHP’nin başına koysaydım bu kadar tahribat yapmazdı vicdanı el vermezdi adamın ya” dediği, Hüseyin A…’ın da “Valla Bileciğe geldiğinizde isterseniz bizim eski arkadaşlarla falan burda bizim kerim başkanla kerim reis falan orda gerekirse benim fabrikada oturalım bi toplanalım enine boyuna ondan sonra ama sadece Bilecik için geçerli değil” dediği, Veli KÜÇÜK’ün “Ben Türkiye genelinde çalışmaya başladım” dediği, VELİ KÜÇÜK: “ÖZDAĞ AİLE DOSTUM” Yukarıda belirtilen telefon konuşmaları ile ilgili Veli KÜÇÜK alınan ifadesinde özetle; “Kendisinin hiçbir siyasi partiye üye olmadığını, Ümit ÖZDAĞ’ın aile dostu olduğunu, Ümit ÖZDAĞ’ın daha önceden MHP içersinde bir faaliyeti olmadığını, 2004 yılındaki görüşmenin yapıldığı tarihlerde Ümit ÖZDAĞ’ı siyasi arenada iyi bir yerde görmek istediklerini, bu nedenle Ümit ÖZDAĞ’ı Milliyetçi Hareket Partisi içinde etkin olmasını arzuladığını, bu konuda telefon görüşmesinde isimleri geçen tüm gazetecilerle görüşerek destek olmalarını istediğini, Ümit ÖZDAĞ’ın MHP’nin genel başkanı olması için çalışmasının tek sebebinin Ümit ÖZDAĞ’ın yönetime girmesini arzulaması olduğunu beyan etmiştir.

1 yıl önce

Şehit MİT görevlilerini ifşa ettiğini unutan Ümit Özdağ’dan yine aynı palavra: “İstihbaratçıları ben eğitiyorum”

Bugün partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, “Benim Türkiye Cumhuriyeti devletinin değişik kurumları için yurt içinde ve yurt dışında Türkiye’nin milli güvenliği konusunda kanunlar çerçevesinde ve yazılı görevlendirmeyle bazı operasyonlar yaptım doğrudur, bazı operasyonlar yönettiğim doğrudur.” diyerek kitaplarının MİT’te ders olarak okutulduğunu, pek çok MİT mensubunu kendisinin yetiştirdiğini iddia etti. ŞEHİT MİT GÖREVLİLERİNİ İFŞA ETMİŞTİ Çelişkileriyle gündemden düşmeyen Özdağ, MİT’çileri yetiştirdiğini iddia ederken Libya’da şehit olan MİT görevlilerinin kimliklerini kamuoyuna açıklayarak, Türkiye’nin milli güvenliğini tehlikeye atan eylemlere giriştiğini unuttu. Ümit Özdağ, 26 Şubat 2020 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı basın açıklamasında Libya’da şehit olan iki Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisinin isim ve rütbelerini kamuoyuna ifşa etmişti. Özdağ, MİT mensuplarının görev ve faaliyetlerini icra ettiği yerlerini de açıklamıştı. Bu açıklamayla Türkiye’nin en mahrem ve hassas personelleri deşifre olma riskiyle karşı karşıya kaldı. KİME HİZMET EDİYOR? Özdağ hakkında 2937 sayılı “Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu” 27. Maddesine muhalefet ettiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonuçlandı. DOKUNULMAZLIĞI KALDIRILACAK Başsavcılık Parlementerler Bürosu tarafından Özdağ hakkında atılı suç kapsamında fezleke hazırlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilen fezlekede, Ümit Özdağ hakkında fezleke tanzimini gerektirir, yeterli ve kanunu delilinin mevcut olduğu, bu nedenle Ümit Özdağ hakkında Anayasa’nın 83. Maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulması gerektiği kaydedildi. TEHLİKELİ BAĞLANTILAR MİT mensubunun Libya’da şehit edilmesini deşifre eden Özdağ’ın kime hizmet ettiği merak ediliyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın “gerçek yüzünü gösterme zamanı” diyerekCÖzdağ’ın FETÖ’nün Yurtta Sulh Konseyi’nde yer alabileceğini iddia etti. MHP’li Yalçın, Twitter’dan dikkat çeken tespitlerde bulundu: 15 Temmuz ihanet teşebbüsü sırasında, tıpkı babasının geçmişteki darbelerde kader arkadaşı Türkeş’i terk ederek ortadan kaybolduğu gibi, Özdağ da o gece ortadan kaybolmuştur. Vaktiyle MHP’nin geleneksel çizgisinden saptığını, PKK’nın güçlenmesine yol açtığını ileri sürerek Bahçeli’ye karşı 2006’da bayrak açan Özdağ, CHP ve İP’in PKK’nın siyasi kanadı HDP ile gayri resmi seçim ittifakına sesini çıkarmamıştır. Özdağ, İsrail ve Yahudi lobileriyle ve ABD’deki Yahudi think-tank kuruluşu JINSO ile kurduğu gizli ilişkilerin, Rant Corporation ile görüşmelerinin sebebini açıklamalıdır. Türk milliyetçileri; Ümit Özdağ’ın ABD ile İsrail’de Türkiye’nin ve ülkücü Hareketin geleceğine dair ne tür kirli pazarlıklar yaptığını bilmek istemektedir. Özdağ, ASAM bütçesiyle gerçekleştirdiği İsrail gezilerinde Mescid-i Aksa’yı mı yoksa MOSSAD’ı mı ziyaret etmiştir? Ümit Özdağ’ın “Yurtta Sulh Konseyi” üyesi olup olmadığı araştırılmalı; bu sözde milliyetçinin, aslında Türk milliyetçiliğinin kripto düşmanı ve Türkiye’de küresel aktörler adına görev yapan pis bir ajan olup olmadığı acilen aydınlatılmalıdır.

1 2 ... 5 6 7 8 9 10 11 ... 45 46